12 Haziran 2014 Perşembe

Dikkat! Güneş Koruyucunuz Ne Kadar Güvenli

Yaz geldi, hepimizi tatlı bir telaş sardı. 

Kimimiz daha şimdiden tatile çıktı, denizin ve kumun keyfini çıkarmaya başladı bile.

Yaz mevsimi güzeldir, hoştur ama bir de güneşin zararlı etkileri olmasa. 

Özellikle açık ten ve açık göz rengi olanlar için güneşin zararlı etkileri daha yüksek risk oluşturuyor. 

Ben de açık tenliyim ve yanağımda oluşan kılcal damar çatlaması nedeniyle cildimi güneşin zararlı etkilerinden korumak için düzenli olarak güneş koruyucu krem kullanmaktayım. Hem de 50 faktör olanından. 

9 Haziran 2014 Pazartesi

Mim Mim Mim ve Yine Mimmm

Yazılarını severek okuduğum, her ne kadar kendisini sadece blogdan tanımış olsam da çok sevdiğim güzel insan 
Şeyma Tanış beni mimlemiş. Sevgili Şeyma beni ikinci defadır mimliyor. İlk mimine cevap veremediğimi kendisinden özür dileyerek burada itiraf ediyorum. Şimdi gelelim mime. Mim sorular ve cevaplardan oluşuyor. Bakalım hangi sorular sorulmuş ve ben ne cevap vermişim.

6 Haziran 2014 Cuma

Trafik Kazaları Can Almaya Devam Ediyor! Lütfen Aşırı Hız Yapmayın

Trafik kazaları can almaya devam ediyor. Ülkemizde her gün ortalama 600 trafik kazası yaşandığını biliyor muydunuz?

Ve bu kazaların birçoğunun ölümlü olduğunu, birçok insanın trafik canavarına kurban gidip can verdiğini...

Otomobilin ilk defa üretilip kullanılmaya başlandığı zamandan beri trafik kazaları yaşanmaya başlanmış. İlk defa 1896 yılında Londra'da yaşanan trafik kazası, yetkilileri "bu bir daha asla olmamalı" diyerek önlem almaya itmiş, ancak trafik kazaları bir türlü önlenememiş.

2 Haziran 2014 Pazartesi

Facebook, Twitter ve Diğerleri, Sosyalleşim Derken Asosyal mi Oluyoruz

İnternetin hayatımızdaki etkisini hepimiz biliyoruz. 1995'li yıllardan sonra hayatımıza giren internet çağın en etkili iletişim aracı. Elbette teknolojinin bize sunmuş olduğu bu nimetten sonuna kadar yararlanmak bizim hakkımız. Ancak, bu nimeti, doğru ve bilinçli kullanmak şartıyla kullanabiliriz. Aksi takdirde etkili bir iletişim aracı olmaktan ziyade internetin asosyal olmamıza neden olan bir mecra haline dönüşmesi sürpriz olmayacaktır. 

İnternetin hayatımızın her alanında yer alması ile birlikte sosyal paylaşım siteleri de hayatımıza dahil olmuştur. Facebook, Twitter, Instagram ve diğerleri, özellikle gençlerin çok fazla zaman geçirdikleri siteler haline geldi. Sosyal paylaşım siteleri aracılığı ile doğru habere ulaşabilmek, sansürsüz bilgi edinebilmek, arkadaşlarımızla iletişim kurabilmek ne kadar cazip olsa da bu sitelerin hayatımıza olumsuz yönleri bulunduğu yadsınamaz bir gerçek.

26 Mayıs 2014 Pazartesi

Allah Benim Sabrımı Sınıyor

Merhaba arkadaşlar,

Son günlerde Soma faciası ile o kadar doluyum ki blog yazmak içimden gelmedi açıkçası... Benim dertlerim, hüzünlerim ya da sevinçlerim yanında Soma'da hayatını kaybeden madencilerin geride bıraktığı gözü yaşlı çocuklar, çocukları ile tek başına kalmış kadınlar, ağıtları yüreğimizi yakan anne-babaların keder ve üzüntüleri volkanik bir dağ adeta, için için yanan her an patlamaya hazır bir yanardağ...

Ancak bugün yaşadığım bir gelişme beni tekrar kendi dertlerimi düşünmeye mahkum etti. 

Blog sayfamı düzenli olarak takip eden takipçilerim çok iyi hatırlarlar. Duruşma Salonundan Notlar başlıklı yazımda yaşamış olduğum keyifsiz bir hadise nedeniyle komşumla mahkemelik olduğumu anlatmış, ilk kez görmüş olduğum duruşma salonu hakkında izlenimlerimi paylaşmıştım. 

22 Mayıs 2014 Perşembe

Taşeron Üretim Nedir

Soma faciasının üzerinden geçen bir hafta boyunca mikrofonlara konuşmaya cesaret eden işçiler en çok taşeron sisteminden yakınıyorlar. 

Taşeron üretim işgücü maliyetinin düşürülmesi için uygulanan bir üretim şeklidir. Taşeronlaşmanın temel nedeni ucuz işgücü karşılığında çok üretimdir. 

Taşeron sistemde ortaya çıkan ucuz işgücü işçiler arasında rekabeti artırır ve işçilerin daha ucuza çalışmasına neden olur. 

18 Mayıs 2014 Pazar

Maden Kazaları Önlenebilir mi

Soma'da yaşanan maden faciasının üzerinden bir haftaya yakın bir süre geçtiği halde, halen ölen madenci sayısı tam olarak bilinmiyor, içeride büyük ihtimalle ölen ve cesetleri orada kalan madenci sayısı net olarak söylenemiyor. 

Dünyanın hiçbir ülkesinde bu kadar lakaytlık, bu kadar başıboşluk, bu kadar düzensizlik, bu kadar vurdumduymazlık yoktur. 

Bir ülkenin enerji bakanı içeride kaç kişinin bulunduğunu bilmiyor olabilir evet, ama o madenin sahibi kaç kişi çalıştırdığını bilmek zorundadır. Bakan da madeni işleten şahsın yakasına yapışarak kaç kişi çalıştığını ilk gün öğrenebilir.