2 Mayıs 2014 Cuma

Çığlık Yetmez

Bir çocuğumuzu daha vahşice işlenmiş bir cinayete kurban verdik. Haberleri okurken yüreğim daralıyor, gözlerim doluyor, içimden bu çocuklardan ne istiyorsunuz diye haykırmak geliyor. 

Güzeller güzeli Gizem, daha altı yaşında bir melek. Bir cani tarafından bıçaklanarak hunharca öldürüldü. 

O'nu öldüren katil utanmadan, afişini basıp sokak sokak Gizem'i aramış. Öyle rahat ve soğuk kanlı ki kimse şüphelenmemiş. Gizem'in ailesi katilden şüphelenen polislere "O bizim ciğerimiz" diyerek karşı çıkmış. Oysa katil her an ailenin yanı başında, onlarla birlikte olayları takip etmiş.  

Türkiye ne yazık ki çocuk istismarı ile mücadelede başarılı olamıyor. Ülkemizde 6 bine yakın çocuk kayıp ve bunların büyük bir kısmının hayatını kaybettiğinden şüphe ediliyor.

28 Nisan 2014 Pazartesi

Titiz misiniz Titizlik Hastası mısınız

Evinizin temiz olduğundan emin misiniz? 

Ne yaparsanız yapın evinizin temizlenmediğini mi düşünüyorsunuz?

Elinizde bir bidon çamaşır suyu her yeri çamaşır suyu ile temizlediğinizde rahatlıyor musunuz? 

Evinizde en ufak bir dağınıklığa tahammül edemiyor musunuz? 

Ellerinizin temiz olduğunu bildiğiniz halde sık sık sabunlama ihtiyacı mı duyuyorsunuz?

Evinizin kirleneceğini düşündüğünüz için misafir kabul etmekten kaçınıyor musunuz?

Dışarı çıkmanız gerektiğinde kirleneceğinizi mi düşünüyorsunuz? 

Komşularınızı temiz ve pasaklı diye gruplandırıyor musunuz?

Pasaklı olarak değerlendirdiğiniz komşularınıza gitmiyor musunuz?

25 Nisan 2014 Cuma

Biraz Hüzün Biraz Keder O Benim İşte

Nedense son günlerde biraz yorgun gibiyim... Hayattan hiç keyif alamaz oldum... Sıkıntılı, bıkkın, mutsuz, umutsuz, kızgın, sinirli, anlayışsız, kırgın, hırçın, üzgün, kederli, huzursuz, hüzünlü birisi oldum çıktım. Ne yapsam ne etsem geçmiyor... Kitap okudum, yazı yazdım, uyudum ve uyandım ama değişen bir şey yok... 
görsel alıntıdır
Güzel bir şarkı vardı "Biraz hüzün biraz keder o benim işte" diye sözleri olan... Kendimi biraz kederli biraz da hüzünlü hissediyorum son günlerde...

19 Nisan 2014 Cumartesi

Anne Vicdanı

Bugün sizlerle İranlı bir annenin oğlunun katilini ipten alması ile ilgili konuşalım istedim. 

Belki bu haberi gazetelerde okumuş ya da haberlerde dinlemiş olabilirsiniz. Olay o kadar ürkütücü ve üzücü ki inanın dünden beri bu olayı düşünüyorum.

Olay İran'da geçiyor. İran'da, bundan  7 yıl önce bir gencin bıçaklayarak ölümüne sebep  olan başka bir genç idama mahkum ediliyor. 

İran kanunlarına göre hükmün yerine getirileceği an sanığın ayağının altında bulunan tabureyi ölen gencin annesinin çekmesi gerekiyor. Kısasa kısas olarak bilinen bu durum ne kadar ürkütücüdür kim bilir? 

17 Nisan 2014 Perşembe

Hastalıktan Utanmak

Bugün birçok insanın sorun haline getirdiği hastalıktan utanma hakkında biraz konuşalım istedim. 

Belki de birçoğumuzun başı bu utanma duygusu nedeniyle ağrımıştır ya da utanma duygumuzu yenemediğimiz için hastalığımızı saklamak zorunda kalmışızdır. 

Hastalıktan utanmanın geçerli bir nedeni yoktur aslında. Daha çok vücudun mahrem yerlerinde ortaya çıkan hastalıklar nedeniyle hastalığımızdan utanırız. Bunun nedeni hastalığı doktora anlatamamak ve hastalıklı bölgeyi doktora göstermeyi istememek gelmekte... 

Erkekler de kadınlar da bazı hastalıklarla karşılaşmaktan, bu hastalıkların  başlarına gelmesinden çok endişe ediyorlarmış.

Erkeklerin en çok korktukları ve utandıkları için doktora başvurmakta geç kaldıkları hastalıklar ürolojik hastalıklarmış. İktidarsızlık, prostat, basur gibi hastalıklar erkeklerin en çok utandıkları hastalıklar arasında görülmekteymiş. 

14 Nisan 2014 Pazartesi

Komşunuzu Nasıl Bilirdiniz

Toplum olarak birlikte yaşamaya çok alışkın değiliz maalesef... 

Zaman zaman komşuluk ilişkilerinde ortaya çıkan sorunların kaynağı toplum olarak birbirimize saygı duymayı bilmememizdir bana göre...

Komşuluk ilişkilerinde eskiye göre gittikçe artan bir yozlaşma ve tahammülsüzlük söz konusu bence...

Bir zamanlar komşu deyince aklımıza gelen en önemli şey paylaşımdı... Bir zamanlar dediğime bakıp beni çok yaşlı sanmayın, kendini çok genç hisseden orta yaşlı (40) bir insanım. 

18 yıl önce evlendiğim ve ilk kez kendi evime geçtiğim yıllarda öyle  güzel komşularım vardı ki ... Birlikte çay içer keyifli sohbetler ederdik... Bugün onları anımsadım ve bu yazıyı yazmaya karar verdim...

13 Nisan 2014 Pazar

Bahar Gelmiş Hoş Gelmiş

Dışarıda mis gibi bir hava var...

Ağaçlar çiçek açmış, saksılar balkondaki yerini almış... Her yerde bir neşe ve ahenk var... Ağaçlar, dallar, çiçekler, kuşlar gizli bir ritme uymuşlar dans ediyorlar sanki...

Herkes neşeli sanki ya da bahar geldi diye ben mi böyle hissediyorum nedir...