12 Aralık 2013 Perşembe

Soğan Neden Ağlatır

Bugün sevdiğim bir şarkıyı mırıldanarak yemek pişirmek üzere soğan doğrarken okuldan gelen oğlum aniden "Anne, soğan neden ağlatır?" diye sordu. Ben gayri ihtiyari "acı olduğundandır" diye cevap verdim ama bu cevabın bu soru karşısında yetersiz kaldığını o anda anladım. Oğluma bunu araştıracağımı ve kendisine soğan doğrarken neden ağladığımızı teknik olarak açıklayacağımı söyledim.

Elimdeki soğanı hem doğramaya hem de göz yaşlarımı silmeye devam ederken, oğlumun ne kadar meraklı bir çocuk olduğunu düşünmeye başladım. Gerçekten çok meraklı, her şeyi öğrenmek istiyor. Bir yerde okumuştum, çok merak eden ve hafızası güçlü olan çocuklar zeki çocuklar oluyorlarmış. Neyse, ben oğlumun yaramaz ve zeki bir çocuk olduğunu düşünürken bir taraftan da soğan neden ağlatır diye onulmaz bir merak içindeydim. Peki, soğan neden ağlatır biliyor musunuz? İşte oğlumun bana sormuş olduğu benim ise yarım yamalak cevapladığım sorunun bilimsel cevabı;

Soğanı kestiğimizde aynı zamanda soğanın hücrelerini de kesiyormuşuz. Soğanı kestiğimiz anda soğan hücreleri içinde yer alan enzimler serbest kalarak etrafa yayılıyormuş. Bu enzimlerden birisi allinaz isimli enzimmiş. Bu enzim soğan hücrelerinde bulunan Prensco isimli sülfürlü bileşikle reaksiyona girerek propenilsülfirik asit(bir çeşit gaz) oluşmasına neden oluyormuş Gözlerimizin sulanmasına işte bu propenilsülfirik asit neden oluyormuş.. 

Soğan doğrarken gözlerinizin yanmaması için ben de size birkaç öneride bulunayım;

Soğan doğrarken gözlerinizin yanmasından ve ağlamaktan şikayetçi iseniz, soğanı doğramadan önce yarım saat buzdolabında bekletin. Böylece soğan gözlerinizi daha az yakacaktır. Soğanı açık havada doğrayabilirsiniz. Ortaya çıkan gaz, çevreye yayılacağı için gözleriniz daha az etkilenir. En etkili yöntem ise soğanı akan çeşme suyunun altında doğramak. Böylece soğan kestiğinizde ortaya çıkan gaz, gözlerinize ulaşıp sizi ağlatmadan suyla birlikte yok olabilir. 



En Güzel Yılbaşı Hediyeleri

Yeni bir yıla girmemize şunun şurasında ne kaldı. Hepimizi tatlı bir heyecan sarmaya başladı. Birçoğumuz şimdiden yılbaşı akşamı sevdiklerimize nasıl bir hediye vermek istediğimizi düşünmeye başladık bile öyle değil mi? Ne güzel ve ne sevimli bir telaştır sevdiğimiz insanlar için yılbaşı hediyesi seçmek öyle değil mi? Yeni yıl coşkusunu onlarla paylaşmak ve onların sevinci ile mutlu olabilmek...

Birçoğumuz kendi vermiş olduğumuz hediyenin en güzel yılbaşı hediyesi olmasını arzularız. Sevdiğiniz insanlara hediye alırken zorlanıyorsanız ve ne alsam diye düşünüyorsanız işte benim size önerebileceğim bazı hediyeler. Seçim size kalmış...
Sevimli bir hediye; yılbaşı mumları...






Sevgilinize ya da eşinize verebileceğiniz anlamlı bir hediye; pırlanta...



Parfüm her zaman cazip bir yılbaşı hediyesidir...




Eşiniz için en ideal yılbaşı hediyeleri...






Kız çocukları için uygun yılbaşı hediyeleri...





 Erkek çocukları bu hediyelere bayılacak...









Bu hediyeler eşinizi çok mutlu edecek...

MUTLU YILLAR...

10 Aralık 2013 Salı

DOWN SENDROMLU ÇOCUK YALAN SÖYLEYEBİLİR Mİ

Gazetede haberi okuyunca iliklerime kadar ürperdiğimi hissettim. Haber, Down Sendromlu bir çocuğun, ilkokulun zihinsel engelliler bölümünde, kendisini eğitmekle sorumlu olan ve bunun eğitimini almış öğretmeni tarafından, cinsel istismara uğradığını anlatıyordu. 

Cinsel istismar suçuyla yargılanan öğretmen kendini savunurken, "çocuğun saldırgan davrandığını, aslında yalan söylediğini" söylemiş. Öyle bir çocuk neden yalan söyler ya da yalan söylemeyi nereden bilebilir. Onun hayatı zaten yeterince zor. O yalan söyleyip söylediği yalanı hatırlamayı bilmez, yalan söyleyerek ve yalanı hayatına dahil ederek hayatını daha da zorlaştırmak istemez ki... Ey kendini öğretmen sanan kişi, onun beyni sağlıklı insanlar gibi ikiyüzlülüğe, yalan ve iğrençliklere çalışır mı sanıyorsun? 

Haberin devamında, çocuğun uzman psikolog eşliğinde ifadesinin alındığı belirtiliyor. Psikoloğun " Down Sendromlu çocuklar yalan söylemeyi bilmezler, hayal güçleri o kadar gelişmemiştir" açıklaması üzerine mahkeme öğretmenle ilgili hapis cezası kararı vermiş.

Peki, toplum içinde yaşayan ve çocuklarımız için tehlike arz eden bu insanlarla nasıl mücadele edebiliriz. Kendini ifade edemeyen bir çocuğa bunu yapan bir birey nasıl eğitilebilir, böyle bir şeyi yeniden yapmayacağını kim garanti edebilir. Artık bu sorundan "eğitim" deyip kurtulmak mümkün olmuyor. Çocuklarımızı eğitmek üzere bu işin eğitimini almış öğretmenler dahi cinsel istismarda bulunabiliyorlarsa, sorunu daha derinlerde aramamız ve kaynağına inmemiz gerekiyor. Toplum olarak neden bu kadar kirlenmeye başladığımızı düşünmemiz ve önlem almamız gerekiyor. Daha önce çocuklarımızı hiç düşünmeden okula gönderirken artık korku ve endişe içinde göndermeye başladıysak toplum olarak kendimizi yeniden gözden geçirmemizin zamanı gelmiş demektir. 

9 Aralık 2013 Pazartesi

2014 YILBAŞI SAÇ MODELLERİ

Yeni yıl gecesi için saç modelinizi belirlediz mi? Şunun şurasında yılbaşına ne kadar az bir zaman kaldı. Yılbaşı balosuna katılacaksanız ve balonun en güzel kızı olmak istiyorsanız saçlanızla da herkesi büyülemelisiniz.

Yılbaşı gecesi uzun bir gecedir ve saçlarınızın gece boyunca bozulmaması gerekir. Saç modelinizi belirlerken kıyafetinizle de uyumlu olmasına dikkat edin. Yılbaşı saçı diye aşırıya kaçmanıza gerek yok, saçlarınız hem doğal durmalı hem de yılbaşı için özel olarak hazırlandığınızı belli etmeli... 

Katılacağınız yeni yıl gecesi bir ev partisine katılacaksanız işiniz daha kolay. Saçlarınız düz ise saçlarınızı fönle hareketlendirmeniz yeterlidir. Düz saçlı iseniz, bu özel gecede saçlarınızı at kuyruğu da yapabilirsiniz. Kıvırcık ve dalgalı saçlar için en ideal saç modeli topuzdur. İşte benim size önerebileceğim 2014 yılbaşı saç modelleri:







6 Aralık 2013 Cuma

Kışın Cildiniz Daha Fazla Nem İster

        Soğuk kış aylarında cildimiz ektra bakım ister. Rüzgar, hava kirliliği, soğuk ve kuru hava cildimizin kurumasına ve pul pul dökülmesine neden olur. Soğuk havaya bağlı olarak kuruyan cildimiz daha fazla neme ihtiyaç duyar. Kış ayları cildin en büyük düşmanlarından birisidir. Kuru cilt ile mücadele edilmediği takdirde, ciltte pul pul dökülme,  ciltte kaşıntı, çatlama ve ciltte kazarıklık sorunu ile karşı karşıya kalırsınız.


       Cildiniz kış aylarında çok fazla kuruyor ve pul pul dökülüyorsa, mutlaka etkili bir nemlendirici kullanmalısınız. Doğru nemlendirici kullanmak  kadar haftada bir iki kez uygulayacağınız doğal maskeler de cildizinizin yeniden sağlıklı görünmesine katkı sağlar. Cildin nem dengesi bozulduğunda mutlaka önlem almak gerekir. Cildi nemlendirmek için şunları yapabilirsiniz:

  • Günde 10 bardak su içmeye özen gösterin.
  • Cildin nem tutma kapasitesini artıran yiyeceklerden yeteri kadar tüketmeye özen gösterin. Ispanak, brokoli, kayısı, mango, maydanoz gibi yiyecekler cildin nem oranını artırır.
  • Soğuk havalarda mutlaka cilt tipinize uygun bir nemlendirici kullanın. 
  • Kışın güneş koruyucu krem ihtiyacınız olmadığını düşünmeyin, dışarı çıkmadan 20 dakika önce mutlaka güneş kremi sürün. 
  • Doğal maskelerden yararlanabilirsiniz. Cildinizin elastikiyetini yeniden kazanması için bal ve saf zeytinyağı kullanabilirsiniz. Haftada bir- iki kez bal ya da zeytinyağı ile cilt bakımı yaptığınızda cildinizin daha parlak ve canlı göründüğünü fark edeceksiniz. 
  • Her banyodan sonra vücudunuzu mutlaka nemlendirin. 
  • Cildinizi sabunsuz ve alkolsüz temizleyicilerle temizleyin. Cilt temizliğinde maden su kullanabilirsiniz. 
  • Kış aylarında bol bol kivi, portakal, mandalina tüketin. C vitamini cildin gençleşmesine katkı sağlar. C vitamini deposu olan bu meyveler, cildin hem nemlenmesini hem de genç kalmasını sağlar.
  • Alkol tüketmeyin. Alkol cilt sağlığına önemli ölçüde zarar verir.
  • Sigara cildin kurumasına ve erken yaşlanmasına neden olur. Sigara tiryakisi iseniz bu alışkanlığınızdan zaman geçirmeden kurtulun.

3 Aralık 2013 Salı

Bugün 3 Aralık Dünya Engelliler Günü

Engelliler Günü engelleri ortadan kaldırmak için bir fırsat olsun. Bugün, 3 Aralık Engelliler Günü. Bugün, engelli insanların sorunlarının konuşulduğu ve çözüm arandığı bir gün. Bugün, hiç olmadığı kadar çok insan, engellilerin sorunları hakkında konuşacak ve birçok insan bu konuda ahkam kesecek. Hayatında bir kez olsun engellilerin halini anlamaya çalışmayan, onların toplum içinde engelsizler gibi yaşaması için gerekli çalışmaları yapmayan ve engelli insanların engelsiz gibi hissetmesini sağlayacak düzenlemeleri yapmayan birçok merci dün olduğu gibi bugün de susmalı. Bence bugün, yalnızca engelliler konuşmalı, bizler de engelli kişilerin yaşamış olduğu sorunları sadece onlardan dinlemeliyiz.


Engelli olduğu için eve kapatılan, toplumsal yaşamdan soyutlanan ve kendi kendine yaşamak zorunda bırakılan engelliler için bugün ne derece önemlidir kimse tahmin edemez. Engelli yaşama dair sorunlar çözüme ulaştırılmadığı  müddetçe, engelli vatandaşlarımızın sorunları hakkında yılın bir günü konuşmamızın onlara hiçbir yararı olmayacaktır. Çünkü engelli vatandaşlarımız, zaten zor olan hayatlarını daha da zorlaştıran sorunlardan bir an önce kurtulmak istiyorlar.


Bugün, engelli vatandaşlarımız, kendi hayatlarına dair herşeyi anlatabilmek için hiç olmadığı kadar yüksek sesle konuşacaklar. Peki, engelli vatandaşlarımız bizden ne istiyorlar, hiç düşündünüz mü?


Engelli birey, engelsiz yaşam ister. O da sokakta gezmek, dolaşmak ister.

Engelli, bir iş ister. Kendi kendine yetebilmek ister. Engelli birey, kendisi hakkında yapılan "engelli  şu mesleği seçebilir mi, bu mesleği yapabilir mi" tartışmalarında taraf olmak istemez. Engelli çalışmak ister.

Engelli birey, üniversitede kendi istediği bölümü okumak ve meslek sahibi olmak ister. Eğitim hayatına devam edebilmesi için gerekli şartların sağlanmasını bekler.

Engelli birey, sosyal yaşamda aktif şekilde yer almak ister. O da sinemaya, tiyatroya, tatile, konsere gitmek, gezmek, dolaşmak ister.

Eğer, engelliler için birşey yapmak istiyorsak, onların bu taleplerini yerine getirmeli, sosyalleşmelerinin önündeki engelleri kaldırmalı, hayatlarına daha aktif devam etmeleri için gerekli olan düzenlemeleri yapmalıyız. Onlar, bizden, acıma ya da hor görme değil, sevgi, saygı ve engelsiz bir yaşam istiyorlar...







Sağlıklı Saçlara Sahip Olmak İçin Yapmanız Gerekenler

          Sağlıklı saçlara sahip olmak istiyorsanız saç bakımı ile ilgili bazı noktalara dikkat etmeniz gerekir. Saçlarınızın da canlı hücrelerden oluştuğunu ve düzenli bir bakıma ihtiyaçları olduğunu unutmamalısınız. Saçlarınızın daha güzel görünmesini istiyorsanız şunlara dikkat edin:

        Saçlarınızın yıpranmasına neden olan işlemlerden mümkün olduğu kadar uzak durun. Saçlarınızı kuru iken taramanız ya da fırçalamanız saçlarınıza yapabileceğiniz en büyük kötülüktür. Kuru saç, çok çabuk kırılır ve kopar. Saçta kırılma problemi yaşayanlar saçlarını nemli iken fırçalamalı.

        Kuaförler, her ne kadar güzelleşmek için zaman geçirilen mekanlar olsa da, kuaför salonunda saçlarınıza uygulanan sıcak fön saçlarınızın büyük oranda yıpranmasına neden olur. Saçı şekillendirmek için uygulanan maşa, fön ve benzeri uygulamalar saçlarınızın kurumasına neden our.  Aşırı fön uygulanan saçlar hem bakımsız hem de yıpranmış görünür. Sağlıklı saçlara kavuşmak için saçın nem dengesini bozan uygulamalardan mümkün olduğunca uzak durmak en doğrusudur.

         Saçlarınızın daha canlı ve sağlıklı görünmesini istiyorsanız stresten uzak durmalısınız. Yoğun stres altında kalan kişilerde saç dökülmesi problemi ortaya çıkabilir. 

        Saçınızı çok sıcak su ile yıkamanız saç köklerinize zarar verir. Bu nedenle saçınızıı ılık su ile yıkamaya özen gösterin. 

           Yetersiz ve dengesiz beslenme saçlarınızın ihtiyacı olan vitaminden yoksun kalmasına neden olur. Demir ve çinko eksikliği saç kaybını hızlındırır. Bu nedenle bilinçsizce diyet yapma yerine bir diyetisyene başvurmak ve diyetisyen kontrolünde zayıflamak en doğrusudur.

           Saç kremi kullanmak saç kaybını artırabilir. Saçlarınız zor tarandığı için saç kremi kullanmak zorunda kalıyorsanız saç diplerinize kesinlikle saç kremi sürmeyin. Saç kremleri, saçta dökülmeye neden olduğu gibi kepek problemi yaşamanıza da neden olabilir.