haksızlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
haksızlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

14 Aralık 2015 Pazartesi

Nostaljik Pazartesi; Duruşma Salonundan Notlar

Sevgili Aşye geçtiğimiz hafta, Nostaljik Pazartesi diye bir paylaşımda bulundu. Ayşe'nin bu paylaşımı, blogger arkadaşların yeniden okunmasını istedikleri yazılarını paylaşabilmesi için çok güzel bir fikir. Ben de hayatımda önemli bir yer tutan ve ilk defa duruşma salonu gördüğüm günlerde, duruşma salonu izlenimimi ve yaşadığım sıkıntıyı burada paylaşmıştım. Bu yazımı sizlerle yeniden paylaşmak istiyorum. Üzerinden bir yıldan fazla zaman geçti ama ben hala etkisindeyim. Allah kimseyi duruşma salonuna falan düşürmesin. Gerçekten çok kötü. Sevgilerimle. 

Duruşma Salonundan Notlar  başlığa tıklayarak ilk duruşma salonu tecrübemi okuyabilirsiniz. 



9 Nisan 2014 Çarşamba

Duruşma Salonundan Notlar

Merhaba sevgili takipçilerim...

Söze nereden ve nasıl başlayım bir türlü karar veremedim. 

Uzun uzun düşündüm ve en sondan başlayım istedim. 

Hayatımda ilk defa duruşma salonu gördüm...

Hayatımda ilk defa bir hakimin karşısına çıktım...

Hayatımda ilk defa haklı iken bu kadar haksız konuma düşürüldüm...

21 Mart 2014 Cuma

Bugün İyi Hissetmiyorum

Bugün kendimi kötü hissediyorum. İçi boşalmış bir çuval gibiyim. 

Dün akşam istemediğim halde eşimle bir tartışma yaşamak zorunda kaldım. 

Eşimin dün akşam bana yapmış olduğu haksızlık nedeniyle bugün iyi hissetmiyorum hatta kendimi çok mutsuz hissediyorum. 

Tüm çiftler gibi zaman zaman bizim de sorunlarımız olabiliyor. Sorunları tartışmak yerine konuşarak halletmekten yana olan bir insanım.

Ancak bazı ilişkilerde bir taraf daha baskın olduğu için diğer taraf daha fazla idare etmek zorunda kalabiliyor. Buna daha fedakar ya da daha ezilen taraf da diyebilirsiniz.

İkili ilişkilerde daha fazla fedakarlık yapan, alttan alan, idare eden taraf her zaman daha çok yıpranıyor. Bizim ilişkimizde de her zaman verici ve fedakar olan taraf ben oldum. 

Yaşamış olduğum tecrübeye dayanarak, ilişkinizde fazla fedakar olup kişiliğinizden, amacınızdan, hayatınızdan bir şeylerin kaybolup gitmesine izin vermeyin derim. İtiraf ediyorum, ben hayatımın kendi dışımda şekillenmesine izin verdim, her zaman kendi isteklerimi ikinci plana attım ve bu şekilde yaşamayı öğrenmek zorunda kaldım. 

Özellikle evlilik arefesinde olan, nişanlanmak üzere olan arkadaşlar size naçizane bir tavsiyede bulunmak isterim.  Aşkınızı ve sevginizi doyasıya yaşayın, bu sizin hakkınız. Elbette aşkınızı yaşarken ayaklarınız yerden kesilecek ve havalarda uçtuğunuzu zannedeceksiniz. Aşkın doğasında bu var zaten. Aşk dünyayı toz pembe görmenize neden olacak. 

Aşık olmanız demek, kendinizi ezdirmeniz demek değil...  Kendinizden çok fazla ödün vermeniz haksızlığa uğramanıza neden olabilir. O nedenle aşkınızı doya doya yaşayın ama kendinizi asla ikinci plana atmayın. Yıllar sonra bunun için geç kalmış olabilirsiniz. 

Sevgiler....


29 Ocak 2014 Çarşamba

Haksızlığa Uğramak Hayatın Sonu Demek Değil

Hayatta bazen adaletsizlikler ve haksızlıklar ile karşı karşıya kalabiliyoruz. Maalesef hayat herkese adil davranmayabiliyor...

Bazen yaşamış olduğumuz olaylar karşısında  haksızlığa uğradığımızı düşünürüz...

Her ne sebeple olursa olsun haksızlığa uğramak bizleri çok fazla üzen ve yıpratan bir durumdur.

Ben de son günlerde yaşamış olduğum haksızlık nedeniyle zor günler yaşıyorum. Haksızlığa uğramanın nasıl bir duygu olduğunu sizlerle paylaşmak istedim. 

Haksızlığa uğramak, bütün hayatımın alt üst olduğunu düşünmeme ve hayatı kendime zehir etmeme neden oluyor...

Haksızlık karşısında elim kolum bağlı beklemek ve bir şey yapamamak ve en önemlisi yaşamış olduğum yenilmişlik duygusu beynimi kemirip duruyor...

Ciddi şekilde üzülüyorum  ve böğüre böğüre ağlamak istiyorum... Avazım çıktığı kadar haykırmak ve hakkımı savunmak istiyorum...

Beynim ve kalbim bana oyun oynamaya başladı, başka bir şey düşünmez oldum...

Kalbime bir ok saplansa, ancak bu kadar acıtırdı... Dayanamamaktan, pes edip gitmekten korkuyorum...

Bana haksızlık yapanların kahkahalarını duyduğumda gözlerim yaşlarla dolup taşıyor, artık dayanamıyorum...

Dünyadan daha ağır geliyor sırtımdaki yük, taşıyamıyorum..

Yanlış anlaşılmaktan korkuyorum ve kimseye bir şey anlatamıyorum...

Bana haksızlık yapanları düşünmekten kin ve nefretim artıyor, kendimden korkuyorum...

Gururumun incindiğini biliyorum da nasıl tamir edeceğimi bilmiyorum..

İlahi adalete sığınıyorum, bir gün bu haksızlığı yapanların Allah katında cezalandırılacağına inanmak istiyorum...

Aklıma hep "keser döner sap döner, gün gelir hesap döner" atasözünü getiriyorum ve rahatlamaya çalışıyorum...

Eğer siz de benim gibi haksızlığa uğradığınız düşünüyorsanız lütfen sabredin...

Sabır, Allah'ın  biz insanlara bahşettiği önemli bir özellik... Siz siz olun haksızlık karşısında kin ve nefret duygularınızı beslemeyin...  İnanın kin ve nefret duygunuzu her daim canlı tutmanız hayatınızı çekilmez bir hale sokuyor. Haksızlığın yaratmış olduğu tahribatı daha çok artırıyor...

Allah kimseyi haksızlık ile karşı karşıya bırakmasın...

Şunu hiçbir zaman aklınızdan çıkarmayın: Haksızlık yapmak haksızlığa uğramaktan daha acıdır. (Sokrates)

Sevgi dolu günler yaşamanız dileğiyle...